Yunanistan’ın Türkiye sınırına en yakın yerleşimi, pek bir sevimli yeri olan Dedeağaç’tan bildiriyorum:
Haftasonu kaçacak yer isteyenler Dedeağacı ilk sıraya koysun, İstanbul-Dedeağaç sadece 350 km. Haftasonu Çanakkale’ye gider gibi düşünün, sadece bir sınırı geçiyorsunuz ve başka bir ülkede küçük bir Ege kasabasındasınız.
Neden Gidin Diyorum?
Neden görülmeli diye düşünüyorsanız, burası yeme içme açısından da, eğlence açısından da sizi mutlu edecek bir tatil yeri. Masmavi Ege Denizi’nde yüzmek, balık restoranlarında muhteşem deniz ürünlerini ucuza tatmak, sokak üzerindeki barlarda, tavernalarda geç saate kadar eğlenmek için bile Dedeağaç’a gelinir. Yaz ayları akşam olduğunda sahil yolu araç trafiğine kapanıyor, ondan sonra da herkesi sokakta eğlenirken görebilirsiniz Dedeağaç’ta.
Ayrıca şehir merkezine sadece bir kaç km uzaklıkta olan, büyük keyif alabileceğiniz yemyeşil ağaçlarla bezeli deniz kenarında muhteşem bir kamp alanı da mevcut. Buradaki kamp alanlarını görünce insan kendi ülkesinde neden kamp kültürünün olmadığını daha net anlıyor ve üzülüyor.
Yunanistan’ın yollarının kalitesine de şaşıracaksınız; motosiklet kullanmak daha bir keyifli burada, inanın! Zaten Dedeağaç’ın yollarında bir sürü motosiklet göreceksiniz. Dedeağaç’a gitmeye ikna olduğunuza göre gerekli belgelere gelelim:
Gerekli Belgeler
Para dışında gerekenleri pasaport, Shengen vizesi ve yurtdışı çıkış pulu olarak özetleyebiliriz. Yurtdışı çıkışlar için kullanılan kimlik belgesi olan pasaportu, bulunduğunuz ilçenin emniyet müdürlüklerine başvurarak temin edebilirsiniz. Avrupa ülkelerine giriş için zorunlu olan Shengen vizesini almak için Yunanistan Konsolosluğu’na başvurmanız gerekli. Türkiye’den her çıkışımızda alınması zorunlu bir evrak olan yurtdışı çıkış pulu, pasaport kontrolünden önce İpsala sınır kapısındaki gümrük binasından 15 lira karşılığı alınabiliyor. Eğer araçla çıkacaksanız; yeşil kart ve uluslararası ehliyet gerekli. Yeni ehliyetler sayesinde uluslararası ehliyet saçmalığına bir ton para vermekten kurtulduk neyse ki.
Yurtdışı trafik sigortası olan yeşil kartın, araçla çıkışlarda yaptırılması zorunludur. Aracınızın 15 günlük fiyatı ise 63 Euro (motosiklet için 42 Euro). İsterseniz bir senelik süreye kadar yaptırabiliyorsunuz. Bir senelik bedeli ise yaklaşık 215 Euro. Ben dört aylık yaptırdım ve bana maliyeti 115 Euro oldu. Bu fiyatlar motosiklet için geçerli fiyatlardır. Bu belgeyi İpsala Sınır Kapısı’nda Turing Otomobil Kurumu’nun bürosundan temin edebilirsiniz. Ayrıca yaşadığınız yerdeki herhangi bir sigorta firmasından da yaptırabilirsiniz.
Ulaşım
Aleksandrapoli’ye ulaşım son derece kolay. TEM otoyolunda Tekirdağ istikametine doğru gidiyorsunuz. Tem otoyolunu Tekirdağ – Kınalı ayrımında terkedip, Keşan istikamatine doğru hiç sapmadan ilerlediğinizde bu yol sizi Keşan’dan sonra İpsala Sınır Kapısı’na kadar götürüyor. Kadıköy-İpsala yaklaşık 350 km sürüyor. Sınırdan geçtikten sonra Aleksandrapoli tabelasını görüyorsunuz. Sınırdan itibaren yaklaşık 40 km sonra kente varmış oluyorsunuz.
Konaklama
Kent merkezinde birçok otel ve pansiyon bulunuyor. Sezon tam açılmadığı için fiyatlar uygun. Açıkçası biz tercihimizi her zaman olduğu gibi yine doğada konaklamadan yana kullanmak istedik ve kamp yeri arayışına girdik. İnternette yaptığım kısa bir araştırma neticesinde, merkeze 10 km uzaklıktaki bir köy olan Agia Pareskevi’de kamp alanları olduğunu öğrendim. Ama ne yazık ki bu köye gittiğimizde kamp alanı bulamadık. Biz de en iyi yöntem olan “halka sor” metodunu kullandık ve oradaki insanlarla konuştuk. Bu köyde bir kamp alanı olmadığını söylediler ve bizi tekrar kent merkezine yakın bir yer olan Aleksandrapoli Camping’e yönlendirdiler.
Kamp Alanları
Açıkçası ilk başta biraz hayal kırıklığına uğradık, çünkü merkeze yakın kamp alanı olabilecek ağaçlık bir alan dikkatimizi çekmemişti. Neyse ki merkeze 2 km uzaklıktaki Aleksandrapoli Camping, bizi yemyeşil doğası ve ağaçlarla örtülü çadır alanları ile karşıladı. Merkeze bu kadar yakın bir bölgede deniz kenarında bu kadar güzel bir kamp alanı beklemediğimi söylemeliyim.
Kamp alanı karavanlar ve çadırlar için parsellere ayrılmış alanlardan oluşmakta idi. Parseller derken yanlış anlamayın, alanlar zakkumlardan oluşmuş çitlerle birbirinden ayrılmış. Her çadır için üzeri tamamen ağaçlarla örtülü yemyeşil alanlar ayrılmış.
Alan içerisinde mini market, restaurant, tuvalet, duş, bulaşıkhane ve adım başı çeşme bulunmakta. Eğer isterseniz bulunduğunuz alana elektrik çektirebiliyorsunuz. Market son derece uygun. İsterseniz camping dışında 500 metre ileride de market bulunuyor, buradan son derece uygun fiyata yiyecek içecek erzakınızı temin edebilirsiniz. Kampın deniz kenarında konumlandığını belirtmek isterim ve son derece uzun bir sahil şeridine sahip. Güvenlik konusu ise iyi, kamp alanına giriş çıkış kontrol ediliyor. Yani tüm eşyalarınızı içiniz rahat bir şekilde çadırınızı kullandığınız alana bırakabilirsiniz.
Gelelim konaklama fiyatlarına; biz 1 çadır 2 kişi ve 1 motor için günlük için 16,82 euro ödedik. Açıkcası böyle bir alan için son derece uygun bir fiyat. Şehir merkezinde pek çok otel alternatifi var. Ayrıca merkeze 2 km uzaklıktaki Aleksandrapoli Camping’in plajı ile kente yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunan Makri ve Agia Pareskevi köylerindeki beach’lerde son derece keyifli vakit geçirebilirsiniz. Eğer yeterli vaktiniz varsa kent limanında Semadirek adasına feribotla geçebilirsiniz. Bu bölgelerde de konaklayabilirsiniz.
Yeme-İçme
Merkezde birçok cafe ve restaurant mevcut. Fiyatlar ortalama olarak Yunanistan’daki diğer tatil yöreleriyle aynı düzeyde. Ancak biz, Yunan adalarındaki lezzeti burada bulamadık. Konaklama yaptığımız Aleksandrapoli Camping’in restaurantını denedik ve memnun kaldık. Yine de beklentinizi çok yüksek tutmayın derim. Yemek fiyatlarına gelirsek Grek salata 4 euro, ahtapot 8 euro, içecek 2,5 euro şeklinde örnek verebilirim. Kent merkezinde, sahil kenarında ve ara sokaklarda birçok cafe, bar ve restaurant mevcut. Keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer.
Deniz Keyfi
Denize girebileceğiniz birkaç sahil şeridi bulunuyor. Bunlardan ilki şehir merkezine 2 km mesafedekli Aleksandrapoli Camping’in sahili. Diğerleri ise kent merkezinden 10 km uzaklıktaki Makri ve Agia Pareskev köylerinde yer alıyor. Buralarda birçok beach olarak dizayn edilmiş tesis bulabilirsiniz.
Özetle Aleksanrapolis keyifli vakit geçirebileceğiniz bir Ege kasabası. Beklentinizi çok yüksek tutmadan güzel bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Özellikle eğer kamp yapmayı düşünüyorsanız beklentinizi yüksek tutabilirsiniz, açıkcası biz kamp alanında ayrılmak istemedik. Bir diğer kamp serüvenimizde tekrar görüşmek dileğiyle…
Yazı : Tolga Karalar
Daha fazla faydalı içerik için takipte kalın:
facebook.com/deneme.tahtasi.tv
Şu yazı da ilgini çekecektir: