Kasım ayının ilk ve ikinci haftasında gidilecek kesinlikle en etkileyici yerlerden biridir Yedigöller. Yeşil ve sarının bütün tonlarını görebileceğiniz ender bir milli parktır. Bolu sınırları içerisinde yer alan Yedigöller irili ufaklı göller ve farklı türde ağaçları bir arada görebileceğiniz müthiş manzarası ve göl üzerine düşen ağaçların, sarı ve yeşilin bütün tonlarının yansımalarını bulabileceğiniz cennetten bir köşe olarak tanımlanabilir. Bu sebepten dolayı fotoğraf kulüplerinin kesinlikle vazgeçilmez çekim alanıdır.
Buranın tadı hafta sonları günübirlikçilerin yarattığı kalabalıklığı yüzünden pek olmuyor diyenler olabilir. Hatta geçen sene ateş yakmak da yasaklandı bölgede; kamp ocağı bile yasak yani. Yine de Yedigöller’in asıl güzelliğini kamp yapanlar sabahın erken saatleri yaşıyor. Milli parka giriş ve kamp için az da olsa para ödeyeceksiniz ama buna kesinlikle değecek.
Yedigöller’e gidiş 2015 yılına kadar biraz zahmetliydi. İstanbul’a yaklaşık 300 km, Ankara’ya ise 220 km mesafedeki Yedigöller’e gitmek için en konforlu yol Bolu merkezden milli parka doğru giden yolu kullanmak. Bolu merkeze kadar otobanı kullanarak hızlıca ulaşıyorsunuz. Bolu merkezden milli parka olan mesafe ise 50 km. Bu yol eskiden oldukça zahmetli stabilize bir yoldu. Son derece keskin virajlı ve iniş çıkışların bol oluğu yolda özellike yağışlı mevsimde gitmek zulüme dönüşüyor, 50 km’lik yolu almanız motosiklet ile yaklaşık 2 saati buluyordu. Ancak 2015 yılında yol tamamen asfalt oldu ve süre 1 saate düştü. Ancak orman işletmesindeki görevlilerle konuştuğumuzda bu durumdan pek memnun olmadıklarını gördük.
Eğer hafta içi giderseniz bu 50 km’lik yol motosiklet kullanıcıları için açıkcası tam bir şölene dönüşmüş durumda. Olağanüstü bir manzara eşliğinde kaliteli bir asfalt ve enfes virajlar. Eğer Yedigöller’e Yığılca yolu üzerinden gelirseniz kendinizi bir anda Doğu Karadeniz’e gelmiş hissedeceksiniz.
Gelelim biraz da milli parkın içerisinde nereler gezilir ve nerede kamp yapılır: Parka ilk girdiğinizde sağ tarafınızda Nazlı Göl kalıyor. Benim kamp yaptığım yer de bu bölgeydi. Parkın en sakin ve keyifli alanı diyebilirim. Buranın girişi arabayla girmeyi engellemek için kapatılmış, ancak motosikletle ya da sırt çantasıyla girebiliyorsunuz. Göl, parkın yüksek bir noktasında ve kalabalıktan uzakta. Göl kenarında tuvalet ve çeşme mevcut. Ayrıca tahta masalar ve ızgara alanları da kampçılar için konforu arttırıyor. Nazlı göl ufak ve şirin bir göl. Ancak biraz daha aşağıda bulunan Büyük Göl, Büyük Göl’ün hemen ilerisinde yer alan Serin Göl ve Büyük Göl’ün karşısında konumlanan Derin Göl özellikle fotoğrafçılar için enfes bir görsel şölen sunuyor.
Bölgedeki diğer kamp alanları ise Derin Göl ve Büyük Göl’ün etrafı. Bu iki göl karşılıklı olarak konumlanmış durumda ancak şahsen Büyük Göl yola çok yakın olduğundan ve göl etrafında çok fazla ziyaretçi bulunduğundan dolayı kamp için çok keyifli gibi durmuyor. Büyük Göl’ün tam karşısındaki Derin Göl ve etrafı ise manzara açısından kampçıların rağbet ettiği bir alan. Burada kamp kurabilirsiniz. Size tavsiyem Nazlı Göl ve Derin Göl’ün çevresini gezmeniz kararı kendiniz vermeniz.
Yiyecek içeçek konsuna gelirsek, park içerisinde bir adet büfe bulunmakta. Burası Büyük gölün bulunduğu alanda. Ancak kış aylarında büfenin açık olma durumu hakkında bir bilgim yok. Siz yine de yiyeceğinizi yanınızda götürün, en yakın yerleşim neredeyse 1 saatlik mesafede.
Yazının başında da belirttiğim gibi Yedigöller gezisi Kasım ayında yapabileceğiniz en güzel aktivite olacaktır.
Daha fazla faydalı içerik için takipte kalın: