10 Başlıkta Lübnan, Beyrut
1) NASIL BİR YER?
Tezatlar şehri Beyrut, özellikle farklı dini köken konusunda oldukça karışık bir yer. Beyrut’a mutlaka gitmeli ama Lübnan tarihini araştırmadan yola çıkmak büyük hata olur. Eğer egzotik bir Arap ülkesi arıyorsanız burası yanlış adres. Beyrut, 1950-1970 yılları arasında Ortadoğu’nun gözbebeğiymiş. Şimdiyse bir yandan iç savaştan kalma kurşun izlerinin görüldüğü binalar, diğer yanda lüks mağazalar, alışveriş merkezleri yer alıyor sokaklarda. Bir yanda aşırı makyajlı, estetikli, mini etekli kadınlar, diğer yanda adım başı eli silahlı askerler, kontroller… Aynı meydanda yan yana camiler ve kiliseler. Bir yanda adım başı yükselen gökdelenler diğer yanda evlerin balkonlarında iplere asılı çamaşırlar. Hem moderni hem gelenekseli yaşatan bir şehir yani. Beyrut’u gezerken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta askeri kontrol noktaları başta olmak üzere, tank, top, gözetleme kulesi gibi yerlerde asla fotoğraf çekmemek gerek. Sorgusuz sualsiz göz altına alınabilirsiniz. Ama gitmekten çekinilecek bir yer değil, vize de gerekmiyor üstelik. Eğlenmeyi bilen bir yerde olacaksınız unutmayın.
Youtube kanalımızdaki videolar da ilgini çekecektir:
- ÖNEMLİ YERLER, EN GÜZEL YERİ
Beyrut’un en sevdiğim bölgesi olan Gammeyzah, Asmalımescit’ın eski güzel günlerini anımsatan bir yer. Gündüzleri sanat galerileri, butikler, geceleri canlı müzik yapan mekanları sayesinde hep yoğun Gammeyzah. Sokak üzerinde Lübnan yemekleri yapan küçük büyük bir sürü mekan da var. Sırt çantalı gezginlerin Beyrut’ta hem konaklama, hem de gece hayatı olarak ilk tercih ettiği bölge burası oluyor. Downtown bölgesinin Avrupa’dan aşağı kalır yeri yok, fazlası var. Orta sınıf Lübnan hayatının yaşandığı Hamra caddesinın ara sokakları da çok keyifli. Örneğin Bobo sokağı tam bir küçük barlar sokağı olmuş. Yan yana dizilmiş ilginç konseptteki mekanlarda muhabbet çok sıcak. Achrafieh ise Beyrut’un eski ruhunu en çok hissedebildiğiniz bölge. Burada hem çok eski mimari yapılara, hem de eski dükkanlara rastlayabiliyorsunuz. Şehir Müslüman ve Hristiyan diye iki kısma ayrılmaktadır. Hristiyan kesimin yaşadığı bölge daha düzenli ve temiz diyebilirim. Müslümanların yaşadığı bölge ise daha ilginç ve fotoğraf için daha elverişli. Yürüyüş için Corniche (sahil yolu) çok keyifli. Bu yolun başlangıcı, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’nin suikast sonucu hayatını kaybettiği yer. Günbatımı içinse şehrin simgesi olmuş Rouche Kayalıklarını (Güvercin kayaları) da atlamayın. Burada çok turistik olan nargilecilerde oturmaktansa elinize içecek bir şeyler alın denize karşı oturun derim.
- NE ZAMAN GİTMELİ – NE KADAR KALMALI
Yazın çok sıcak olduğundan, bahar ayları en mantıklı zamanlar. Genelde 2-3 gün için Beyrut’a geliyor insanlar. Bu süre Beyrut için yeterli olur belki ama etrafındaki yerler, özellikle Balbek için de 1-2 gece eklemek güzel olur. Suriye’de savaş çıkmadan önce ben dahil bir çok arkadaşım iyi ki motosikletle sürerek gitmişiz Lübnan’a. Çünkü Beyrut dışında çok başka hayatlar var Lübnan’da. Zaten bir ülkeyi anlamak için, sınırdan geçip adım adım ilerleyerek gitmek çok daha iyi oluyor. Artık bu imkan yok ama yine de uçup bir haftanızı ayırıp rahat rahat gezin derim.
- ULAŞIM, TRAFİK
4-5 sene önce Suriye, Lübnan ve Ürdün’ü kapsayan bölgeye motosikletle ve bisikletle gidenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Suriye karıştıktan sonra ise Beyrut’a uçaktan (1 saat 45 dakika) başka seçenek kalmadı zaten. Pegasus Havayolları ile çok ucuza uçulabiliyor. Pasaportunuzda İsrail ve Filistin vizesi varsa Lübnan’a giriş yapamıyorsunuz. Refik Hariri Havaalanından şehir merkezine taksi ile ulaşılıyor. Yaklaşık 15 dakika süren yol için 20-30 dolar ödeniyor. Şehir içi ulaşım dolmuş-taksilerle sağlanıyor. Şehrin bir ucundan diğer ucuna pazarlıkla 10 dolara taksiyle gidebilirsiniz. Beyrutta şoförler kalabalık olunca daha fazla para istiyor, şaşırmayın. Şehrin sokakları biraz eğimli olsa da Beyrut’un çoğu yerine yürüyerek gitmek mümkün. Zaten Beyrut’ta toplu taşıma sistemi bulunmuyor. Eğer Beyrut’un etrafını da gezecekseniz araba kiralamak da çok pahalı değil. Oldukça lüks arabanın bulunduğu trafik sizi şaşırtacak, trafik yoğunluğu da üzecek maalesef.
- KONAKLAMA
Beyrut’ta hostel sayısı az olduğundan konaklama çok ucuz değil. Gezginlerin çoğu hem konaklama, hem de gece hayatı için Gammeyzah’ı tercih ediyor. Down Town’a 5 dakika uzaklıktaki şehrin en yoğun caddesi olan Hamra Caddesi ise Beyrut’ta konaklamak için daha fazla seçeneğin olduğu bir yer aslında. Tek yön trafiğin aktığı caddenin iki yanında büyük mağazalar, oteller bulunuyor. Ara sokaklarda ise daha uygun fiyatlı oteller, küçük cafeler var. Old Town’da ise daha lüks oteller çoğunlukta. Old Town sadece turistlerin yaşadığı, bana pek sıcak gelmeyen, şehrin bir parçası olmadığını hissettiren bir yer sanki. O yüzden bu bölgeyi konaklama için tavsiye etmem. Yaz aylarında Beyrut’a körfez bölgesinden Arap turist geldiği için otellere önceden rezervasyon yapmakta yarar var.
- NEREDE NE YEMELİ İÇMELİ
Merak etmeyin Lübnan mutfağı çok güzel ve damak tadımıza uygun, meze bakımından da zengin. Humus, Tabbule, Fattoush, Falafel ve et yemekleri çok güzel. Abdel Wahab restoranı şehrin en bilinen lüks restoranı. Hamra’da sokak aralarında adım başı göreceğiniz Barbar fastfood zincirlerinde “falafel” yemek en hızlı ve ucuz çözüm. Gammeyzah’da gezginlerin çok tercih ettiği Lübnan yemekleri yapan Le Chef’e de gidilmeli. Le Chef’te mönüdeki her yemeğin Türkçe karşılığı da var. Daha lüks yerler isteyenler ise Achrafiyeh’deki restoranları tercih etsin. Ermeni mahallesi Bourj Hammoud’da ise zengin Ermeni mutfağına sahip şık restoranlar var. Ermeni bölgesine gitmeyin tehlikeli diyenlere aldırmayın. Akşam saatlerinde sahil şeridi Corniche’de (Korniş) nargile eşliğinde gün batımını izlemek bir Beyrut klasiği. Kızıl manzarası ile dünyanın en güzel günbatımı manzaralarından biri olarak sunuluyor burası, ama o kadar da değil bence. Buradaki turistik cafelerde yemek yemektense belki bir nargilesi içilir o kadar. Beyrut Exhibitio Center’in arkasındaki otoparkta cumartesi günleri kurulan Souk El Tayebi . lokal pazarında ev yapımı ekmek, reçel, peynir, turşu, kuruyemiş ve sebze meyve bulabilirsiniz. Her tezgahta ayrı bir şey tadabileceğiniz bu pazarı çok seveceksiniz. Lübnan’ın kuzeyinde deniz kenarında yer alan Byblos ise tam bir deniz ürünleri cenneti. Başta Chez Pepe ve yanındaki restoranlarda akşam yemeği yemek, gün batımını izlemek için bile gidilir Byblos’a.
- GECE HAYATI
Beyrut’taki gece hayatı sizi şaşırtacak, uyutmayacak. Gece kulüplerindeki Lübnan kadınları gerçekten çok bakımlı ve güzel, gündüzleri bunlar nerede diyeceksiniz ? Gemmayze’deki Rue Gouraud ve yakınındaki Rue Monot gece hayatının önemli merkezlerinden. Hamra’da ise favorimiz Bobo sokağı. Gece Kulübü olarak Buddha Bar en favori yerlerden biri. Rezervasyon yaptırılırsa akşam yemeği için de iyi bir seçenek. B018 ise diğer bilinen büyük mekan. Ancak Beyrut gece hayatının en havalı mekanı bizim eğlence kültürümüze daha yakın olan Music Hall. Girişi paralı olan bu gece kulüplerinin hepsine rezervasyon gerekiyor ve kıyafetinize de bakıyorlar girişte.
- PARA – ALIŞVERİŞ – HEDİYELİK
Beyrut Avrupalı turistler için alışveriş için uygun olsa da Orta Doğu için pahalı bir şehir. Otantik alışverişler için Hamra caddesi, pahalı markalar içinse downtown bölgesini dolaşın. Dönüşte arkadaşlarınıza değişik bir hediye almak isterseniz Arak rakısı (Lübnan rakısı) ve kuru baklava aklınızda olsun. Bu arada Lübnan’da para birimi Lübnan lirası, ancak dolar her yerde geçiyor. Alışveriş yaparken Lübnan Lirası ile Türk Lirası aşağı yukarı aynı değerde olduğundan hesaplamak çok kolay en azından. Para birimi Lübnan lirası olsa da her yerde Amerikan Doları kabul ediliyor, üstelik kur da sabit 1 ABD Doları = 1.500 Lübnan lirası. Alışveriş için fiyatlar Türkiye’den çok da ucuz değil. Sadece benzin tabi ki bizden ucuz.
- YAKINDAKİ YERLER
Baalbek :
Lübnan’da beni asıl etkileyen yer Selahattin Eyyubi’nin doğduğu Bekaa Vadisindeki Baalbek şehri oldu. Beyrut’tan sadece 90 km uzaktaki Baalbek’e çok keyifli dağ yollarından ve köylerin içinden geçerek ulaşılıyor. Küçük bir yerleşim olan Baalbek’in tam ortasında tapınakların bulunduğu antik bir kent var. Bekaa Vadisindeki bu antik şehir 1984’den beri Unesco tarafından koruma altında. Maalesef Baalbek’te dünyanın ikinci büyük Roma harabeleri gerçekten harabe durumunda. Baalbek’te Beyrut’un sahteciliği yok, burası gerçek bir Ortadoğu şehri. İnsanlarıyla, çarşısıyla, kahvehaneleriyle, küçük otelleriyle yola çıkmadan önce beklediğim yer burasıydı. Baalbek ayrıca Beyrut’a göre konaklamak için de çok daha ucuz. Baalbek’in girişindeki avlulu küçük bir otele kişi başı 10 dolar verdik. Yemek işini ise çarşının içindeki çok salaş yerlerde hallettik. Tüm yolculuk boyunca elimizden düşmeyen nargilenin en keyiflisi de buradaydı. Ayrıca Bekaa Vadisindeki Ksara Şarap Fabrikasına uğramak iyi bir fikir. Yine yol üstündeki Ermeni Köyü olan Anjar’da özellikle güzel restoranlarıyla ünlü görülesi yerlerden. Baalbek’in etrafı gezmek için çok güvenli olmadığını da söylemeliyim, şehirde Hizbullah’ın varlığı hemen göze çarpıyor.
Byblos :
Byblos, Beyrut’un kuzeyinde bulunan antik bir Fenike liman kenti. Bugünkü modern latin alfebesinin temeli olan ilk lineer alfabeyi Bybloslular bulmuş. Ben Efes Antik Şehri gibi bir yer görmeyi beklerken, karşıma daha çok Assos havasında bir liman kenti çıktı. Kentteki kalıntıları gezenlerin sayısı, hediyelikçilerde alışveriş yapanlardan azdı. Buraya gelenler tarihi eserleri görmekten çok, limandaki balıkçılarda yemek yemeği ve hediyelikçilerde alışverişi tercih ediyor gibi geldi bana. Özellikle Kaptan Pepe’nin ünlülerle fotoğraflarının asılı olduğu restoranı çok kalabalıktı. Yine de Byblos güzel yer, Beyrut’a bir saat uzaklıkta olması sayesinde biraz popüler olmuş. Limanda romantik bir yemek ve gün batımını geçirmek için görülmeye değer güzellikte bir yer.
Jeita Mağarası:
Beyrut merkezine 20 km uzaklıkta yer alan ve dünyanın 8. Harikasına aday olan olarak Jeitta Gratto Mağarası’nı mutlaka görmelisiniz. Yer altı nehrinin oluşturduğu mağara iki bölümden oluşuyor. 1836 yılında bulunan mağaranın ilk katı, 1958 yılında halka açılmış. Üst katta yürüyerek dolaşabiliyorsunuz. Mağaranın ikinci bölümü ise sularla kaplı, bu bölümde küçük teknelerle gezinme fırsatınız var.
Harissa – Meryem Ana Heykeli
Lübnanlı Hristiyanlar için oldukça kutsal olan Lady of Harissa’ya çıkıp fotoğraf çekmeden Beyrut’dan ayrılmak olmaz. Jounieh manzarasını ayaklarınızın altına alacağınız tepeye 10 dakikalık keyifli bir teleferik yolculuğuyla çıkınca 100 yıl önce yapılmış dev Meryem Ana heykelini göreceksiniz. Byblos yolu üzerindeki Harissa’ya özellikle gün batımında gelmenizi tavsiye ederim.
Bsharri Kasabası
Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Bsharri, Beyrut’tan 3-4 saat uzaklıkta. Buranın özelliği ise Lübnan bayrağında bulunan orijinal Sedir ağaçlarının korunduğu tek yer olması. Bişerri ve çevredeki diğer köyler, Alplerdeki kasabaları anımsatıyor insana. Yamaçlara kurulmuş, estetik taş evler, kiliseler görülmeye değer.
- NOTLAR, TÜYOLAR
Taksiye binmeden önce mutlaka pazarlık yapın. Yakın yerlere araç kiralayıp gidecekseniz, kaldığınız otelden yardım alabilirsiniz. Taksi şoförü ile şehir dışı gideceğiniz bir yer için sabit fiyata da anlaşabilirsiniz.
Beyrut çok ucuz olmasa da “dutyfree”de yer alan ürünler ucuz. Özellikle teknolojik bir alet satın almak istiyorsanız, burayı atlamayın.
Fotoğraf çekmek için Müslüman mahallelerin daha renkli olduğunu unutmayın.
Lübnan’da yemekle birlikte nargile içmek de bir gelenek galiba. Nargileye “sisha (şişe)” diyorlar.
Ucuz ve hızlı yemek için Barbar denilen yerel bir fast food zincirlerine dalın. Lokal “Almaza” birasını da Lübnan’ın tüm şehirlerindeki büfelerinde çok ucuza bulabilirsiniz.
Sokakta göremediğiniz Lübnanlı güzel kadınları gece kulüplerinde görünce şaşırma. Üstelik topuklu ayakkabı giymeyen makyaj yapmayan bakımsız kadın yok galiba geceleri. Zaten bankalar tarafından estetik operasyonlara kredi veren bir ülke burası. Yol üzerindeki büyük reklam panolarının çoğu estetikle ilgili.
“10 maddede Barselona” yazısı da ilgini çekecektir.
Daha fazla içerik için takipte kalın:
facebook.com/deneme.tahtasi.tv