İstanbul’dan başlayan Nepal yolculuğumuzda İran’ın en eski şehirlerinden biri olan Persepolis’teyiz. CF Moto 650 MT ile Nepal’e sürürken yolda yaşadıklarımızı Deneme Tahtası youtube kanalımızda paylaşıyoruz.
Persepolis Hakkında: Şehrin Farsca adı Parsa’dır. Persepolis, Yunanca “Persler şehri” manasındadır. Şiraz şehrinin kuzeydoğusunda, Mevdast Ovasında olup, denizden yüksekliği 1570 metredir. M.Ö. 4. yüzyıldan beri harabe halindedir. M. Ö. VI. yy. sonunda kral Dara tarafından kuruldu, oğlu Kserkses ile Artakserses I tarafından genişletildi. İskender, şehri M.ö. 331′de yaktırdı. Kral sitesinin kurulduğu meydan Dara’nın, Kserkses’in saraylarını ve kabul salonlarını (Tahtı Cemşid veya apadana) kapsıyordu. Bu düzlüğe, kenarları kabartmalarla süslü iki burma merdivenle ulaşılıyordu. Kserkses’in taht odası yüz sütunluydu. Yirmi metre kadar olan sütun gövdelerinin tepelerinde, bazıları insan başlı boğa göğüsleriyle süslü 2 m’den yüksek sütun başlıkları vardı. Dara’nın kabul salonu, 10 000 kişiyi alabilecek büyüklükteydi. Sarayı ise yontulmuş ve kapıların üzerinde Mısır silme oluklarıyle süslenmiş taş bloklardan yapılmıştı. Bu taş blokların ancak birkaçı bugüne kalmıştır. Krallık ambarını ve cephaneliği kapsadığı için «Hazine» denen yerde, çok renkli alçıyle kaplı tahta sütunları olan, dört revaklı bir avlu vardı. Bu yapıların duvarları, sıra sıra insanları gösteren alçak kabartmalarla süslüdür. Persler ve Medler, askerler ve haraç taşıyan hamallar. Persepolis, Pers İmparatorluğunun kraliyet merkezlerindendi. M.Ö. 6. yüzyılda, Pers Krallarından Birinci Dara (M.Ö. 522-486) tarafından kuruldu. Büyük İskender, 331 tarihinde Persepolis’i zaptederek, yakıp yıktırdı. Persepolis o zamandan beri harabe halindedir. 1930-1940 tarihleri arasında Chicago Doğu Enstitüsü tarafından arkeolojik hafriyat yaptırıldı. Hafriyatlar sonunda, Pers şehir ve saray hayatı hakkında bilgi veren eserler ortaya çıkarıldı.