Gezicem Sponsor Lazım Diyenlere
Yaz geldi herkesin derdi gezmek, bunun için de sponsor bulmak. Bu konuyu soru cevap halinde inceleyelim istedik:
1) Peki sponsor ne ister?
Önce kısaca kendimizden tecrübelerimizden bahsederek başlıyım: YoldanÇık bizim için severek yaptığımız bir iş; organizasyonlar ve prodüksiyon işleri için de markalarla sürekli görüşme halindeyiz. Bunu bir iş haline getirmeden önce de – genelde motosikletle – uzun yolculuklar yaptık ve içerikler ürettik. YoldanÇık’ı bir iş haline getirdiğimiz bu süreçte markalarla da gezginlerle de tecrübelerimizi paylaşma imkanı buluyoruz. İki tarafın da dertlerini, isteklerini bildiğimi düşündüğümden sponsorluk konusuyla ilgili biraz yazmak istedim. Konuyu dağıtmamak adına benim gibi motosikletle gezenler için durumu özetleyeceğim, ipuçları vereceğim. Siz bunu aynı şekilde sırt çantalı gezenlere, bisikletlilere hatta sporculara da uyarlayıp düşünebilirsiniz.
Markalar gezen insanlara neden sponsor olmak istemez?
Aslında sponsor olmak istemez demek yanlış olur. Çoğu marka bir gezgin ya da sporcuya destek vermiştir. Fakat Türk işi şeklinde yapılan (kağıda dökmeden imzalamadan, ayrıntılı konuşmadan) farklı beklentilerle yapılan anlaşmalar markaların bir daha sponsorluk anlaşmalarından uzak durmasına sebep oluyor. Zaten bu anlaşmaların çoğuna sponsorluk demektense destekçi desek daha doğru olur.
Önce sponsorluk desteği alan arkadaşlarımızın hatalarından bahsedeyim:
Söz verdikleri içerik paylaşımlarını yeterince ve sürekli olarak yapmamak en büyük hata oluyor. Bunu bir iş olarak görmediklerinden yolculuğun başında bir gazla iyi içerikler üretseler de zamanla gezmenin keyfine yeniliyorlar. Arada çıkan art niyetli kişilerin de markalardan aldıkları malzemeyi parayla sattıklarını da duyuyoruz maalesef. Çoğu zaman da karşılıklı beklentileri karşılayamama durumu oluyor. Mesela yerli bir firma gezen birine destek oluyor ama o kişi kendi çıkarı için paylaşımlarını ingilizce yapıp daha fazla kişiye ulaşmaya ya da dış kaynaklı sponsor arayışına giriyor. Yani paylaşımların kaliteli olması yetmez, hedef kitleye yönelik olmalı. Bir de markalar zaten içinde yaralanma ya da ölüm riski olan sporlara, gezilere zor destek verirken güvenlik önlemlerini almadan (kıyafetsiz, aşırı hızlı, alköllü) yolculuk etmek sponsorluğu anında bitirmek için ilk sebep diyebilirim. Risk yerine içinde sosyal sorumluluk içeren projeleri tercih etmeliler oysa. Gezen arkadaşlarımızın bir başka yanlışı ise markaların onlara bu yolculuğu sadece başarıyla bitirebilmeleri için değil, markalarını da bu başarıda katkısı olduğunu takipçilere hissettirmesi için verdiğini gözardı etmesidir. Gezi süresince içeriklerin kaç kişiye ulaşıldığı gibi bilgileri raporlayıp sunmak da sürecin önemli bir parçası olduğunu unutmamak gerek.
Markaların hatalarına gelince:
Şirket sahiplerinin gezgin insanlar içinde kime destek olursa daha iyi bir geri dönüş sağlayacağıyla ilgili neredeyse hiçbir bilgileri yok. Zaten bilmeleri de gerekmez, bunu şirket içinde işi bu olan insanlara bıraklamaları gerekir ama genelde böyle biri yoktur. Çoğunlukla da sponsorluk vereceği kişiyle olan ikili ilişkiler nedeniyle kararı en üstteki adam verir. Hatta çoğu markanın hala sosyal medya içerikleri yönetimi konusunda durumu içler acısı olması sponsorluğun devamını tıkamaktadır. Siz birisine destek olsanız, bu kişi çok kaliteli içerikler hazırlasa da bunlar markaya yönelik olmazsa, ya da zamanlama kötüyse neye yarayacak ki. Aslında yıllık izinlerinde gezen, sosyal medyada takipçi sayısı fazla olan biri yerine, bunu bir iş olarak yapan bir eğitmene, ya da bir grubu yöneten kişilere destek olmak daha faydalıdır.
Neticece gezi bitecek ve verilen destek süre bakımından sınırlı olacaktır. Oysa ki bir motosiklet eğitmeni sürekli göz önündedir ve örnek alınacak kişidir. Ya da bir motosiklet markasının hayranlarının oluşturduğu grup en güzel ve samimi reklam grubudur. Örneğin Yamaha Tenere grubu organizasyonlarına destek tam hedef kitledir. Markalar burada bahsettiğim desteği sadece malzeme desteği sanarak yanlış anlamakta; düzenlenen organizasyonlara marka çalışanlarının da katılımın göstermesi, malzeme desteğinden çok daha değerlidir.
2) Markaların Kime Destek Vereceği Konusunda Önceliği Nedir?
Gerçekten kurumsal bir marka destek vereceği kişinin (gezgin ya da sporcu) bunu bir iş olarak gördüğünü bilmek ister, hobi olarak değil. Fakat en bilinen markaların bile hiç araştırma yapmadan, ikili ilişkiler, bazen rastlantı sonucu destek verdiği kişiler oluyor. Hatta motosiklet sürüşü yeterli mi diye bile araştırmadan altlarına güçlü motosiklet (bedava değil genellikle en fazla %30 indirimle) vermelerine ben bile inanamıyorum.
Markalar son zamanlarda daha çok kadın sürücülere destek vermeye başladı. Ben de bu durumu yıllardır gezen bir erkek motosiklet kullanıcısı olarak kıskansam da destekliyorum bu fikri. Hatta YoldanÇık olarak aracı bile oluyoruz sponsor görüşmelerine. Biliyoruz ki markalar sürecin nasıl pazarlandığına, sosyal medyada paylaşıldığına, televizyon ve yazılı basına ne kadar çıktığına bakıyor ki bunu yurtdışına raporlayabilsin. Bu yüzden düşük cc ile dünyayı gezen arkadaşlarımızın yaptığı iş çok daha kahramanca, insanlara ilham verici olsa da, motosiklete yeni başlamış bir kadının yaptığı bir Türkiye turu bile reklam açısından, sosyal medyada ulaştığı sayı açısından markaların daha çok ilgisini çekiyor. Ya da yurtdışında önemli bir enduro yarışına katılacak bir sporcu yerine, yurt içinde gösteriler yapan bir stunt rider’a destek vermek marka için daha mantıklı değil mi zaten? Gönlümüzden geçen ile aklımızdan geçenler farklı da olsa sponsorluğun bir yardım değil iş olduğunu unutmamalı.
Benzer şekilde yolculuğunda enfes fotoğraflar çekip paylaşanlar değil, camia tarafından daha çok sevilen, daha samimi içerikler oluşturan, dolayısıyla sosyal medya hesaplarında çok daha fazla takipçisi olanlar bir adım öne çıkıyor. Ama yine de sonunda olay dönüp dolaşıp ikili ilişkilere bağlanıyor. Markalara mail atıp cevap beklemek çok ümitsiz bir durum olacaktır. Dediğim gibi bu mail gibi yüzlercesini alan kişi zaten asıl işi bu olmadığı için size muhtemelen cevap bile yazmayacaktır. Ya da hepimizden çok gezen ve takipçisi olan bir arkadaşım muhabbetimiz esnasında şunu demişti: Sponsor bulmak için harcayacağım zamanı kendi işime harcıyorum, kazancım daha karlı oluyor.
Yine de güzel örnekler yok değil, birkaç gezgin arkadaşım yola çıktıktan sonra, takipçi sayısındaki artışın neticesinde sponsor desteği bulabilmişti. Bunun için de yol boyunca sürekli anlık paylaşım yapmak ve gelen her yoruma cevap vermek gerekiyor ki takipçi sayın hep artsın. Benim çok aslında samimi bulmadığım şu konulara da dikkat etmek gerek. Ülkenin sıkıntılı günlerinde eğlenceli, umursamaz paylaşımlar yapmamak, siyasi polemiklerden uzak durmak, din ve milliyetçilik gibi hassas konularda uç noktalarda yorum yapmamak.
Soru-cevaplara devam
3) Sponsorluk Dosyası Nasıl Olmalı
Marka yöneticilerinin en önemsediği şeylerin başında, yolculuğunun markaya ne katacağı gelir. Bunun için şimdiye kadar senin ne yaptığın, en önemli referansın olacaktır. Yani büyük bir yolculuğa çıkacaksın ve binlerce insana ulaşmayı, kaliteli içerikler üretmeyi vaat ediyorsun. O zaman bunun kısa bir halini daha önce yapmış olmalısın. Bizim zamanında ürettiğimiz ilgi çekici 2 dakikalık bir videonun (belgesel yarım kalsa bile) hiç tahmin etmediğimiz kapılar açtığını gördüm; senin ne yapabileceğini gösteren bir video mutlaka olsun. Tabi sosyal medyadaki takipçi sayın, dergilere yazdığın yazılar, televizyonda seninle yapılan röportajlar da dosyada olursa şahane olur. Abone sayısı çok olan bir YouTube kanalınız da olmalı. Eğer dosyanızda sağlam bir sponsorunuz varsa diğer markalar da destek vermek için istekli olacaktır. Ve bütün bunları çok anlaşılır basit bir dille yapmalısın.
YoldanÇık olarak bize de sponsorluklara aracı olmamız için bir çok mail geliyor. Özellikle ben şu marka motosikletle uzun yola çıkıcam bana destek olsunlar diye. Bizim cevabımız ise hep aynı: Bu motosikleti zaten yol yapasınız diye üretip satıyorlar, ayrıca bizim memleketimizde yeni yeni başlanan uzun yolculukları yurt dışında 18 yaşında binlerce genç yapıyor. Yolda tanıştığımız bir çok gezginin facebook hesabı bile yok, çünkü yaptıkları sıradan bir şey onlara göre.
Trajikomik bir durum da sponsor bulabilmek için Türkiye’de gezginlerin facebook sayfalarına sürekli para ödeyerek reklam yapması. Facebook artık paylaşımları çok az kişiye gösterdiği için gezginler de markalar da gönderiyi öne çıkartmak için sürekli para ödüyor. Aslında marka sponsor olduğu kişiye vereceği maddi desteğin daha azını facebook’a verince daha çok kişiye ulaşıyor. Çünkü gezgin arkadaşımızın takipçi sayısı çok da olsa facebook paylaşımları göstermemek için diretiyor. Zaten facebook artık yaşlı işi :p, hala instagram ya da snapchat hesabımız yok mu? ?
4) Hem Gezeyim Hem De Televizyon Programı Yapıp Para Kazanayım?
Hem gezip hem çekeyim derseniz bunu amatör olarak YouTube kanalı kurup yapın derim. Ama bunu televizyon programı haline getirmek artık olayı geziden, hobiden çıkarıp tamamen bir iş haline getirmek demektir. Herhangi bir konuda olduğu gibi bu konuda da bunu yapan ilk kişinin göstereceği performans arkasından geleceklerin de yoluna açacaktır. Erkan Öztürk’ün TRT için yaptığı “Afrika’nın Rengi” programı oldukça fazla izlendi ve arkasından gelenlerin de önünü açacak bir proje oldu. Hem gezdi hem kolayca para kazandı diye düşünülebilir ama bu iş dışarıdan sanıldığı kadar kolay ve karlı bir iş de değil. Sadece televizyon gelirleriyle bu yolculuğu yapmak çok mümkün değil ama televizyonda yayınlanacağı için dışarıdan daha kolay sponsor bulabiliyorsunuz böylelikle. Erkan abi tecrübelerini YoldanÇık Mekan’da “Nasıl Sponsor Bulunur” diye keyifli bir söyleşide bizimle paylaşmıştı. Keşke sponsor bulan başka arkadaşlarımız da Erkan Öztürk gibi başarılı ve arkadan gelenlere yardımsever olsalardı.
5) Sponsorluk Veren Markalar Gezginlerden Ne İster?
Bir markaya sponsorluk dosyanızı göndermeden önce, markanın reklam sloganlarını bile inceleyip o şekilde kendinizi anlatmalısınız. Yani her markaya aynı sponsorluk dosyanızı göndermeyin. Markalar destek verdiği kişiden her yerde reklam panosu gibi markanın logosunu kartona yazın gösterin istemiyor aslında. Çok kişiye ulaşan içerikler üretilmesi (yazı, fotoğraf ve en önemlisi video) ve bu içeriklerde marka isminin ya da malzemelerinin ürün yerleştirme gibi geçmesini ister. Aynı zamanda ürünlerinin ne kadar kullanışlı olduğunu her yerde söylenmesinden çok, bunun hissettirilmesini önemser.
Bir de markalar cebimden para çıkmasın ama reklamım tam yapılsın ister. Maalesef gezginlerin çoğu motosiklet alırken %20-30 luk bir indirimi, ya da kullanacağı malzemeleri maliyetine almayı yeterli görüyor. Bu da markaların sponsorluğa bakış açısını bozuyor. Aynı şekilde bir otobüs, uçak biletini bedava aldığın için markanın tanıtımı için yapmak, buna sponsorluk demek ne kadar mantıklı onu da tartışmalı aslında.
Sponsorluk anlaşması yaptığınız marka, yabancı bir firmanın Türkiye distribütörü ise büyük olasılıkla bunu kendi pazarına katkısına inandığı için değil, yurt dışındaki merkeze raporlamak için isteyecektir. Bizde olmasa da yurt dışında sponsorluk çok ciddiye alınıyor. En azından attığınız maillere mutlaka geri dönüyorlar. Konuya dönecek olursam markalar vereceği ürünlerin maliyeti bile cebinden çıkmasın diye yurt dışından alacaktır, bunun için markaya sunacağınız iyi görseller, medyada çıkan haberler uzun vadede sponsorluğun devamını sağlayacaktır.
6) Hangi Markalara Ulaşmalıyım
Sektördeki en büyük markalar yani motosiklet camiasından örnek verirsem Honda, BMW, Yamaha gibi büyükler değil de, satış rakamlarını artırmak isteyen daha küçük ölçekli (isim vermiyim kırılmasın kimse) markalara yönelin. Mutlaka büyük bir markaya gidecekseniz de örneğin Honda Türkiye yerine, tanıdığınız bir Honda X Bayisine gidin ve projenizi anlatın. Ayrıca sektörde ne kadar çok insan tanırsanız şansınız o kadar yüksek olacaktır, kendinizi anlatmaktan, denemekten vazgeçmeyin.
Örneğin bir motosiklet kullanıcısı iseniz herhangi bir X yağ firmasından alacağınız destek çok sınırlı olacaktır. Çünkü Türkiye’deki yağ satışının çoğu araba için gerçekleşiyor. Direkt motosiklete hitap eden ürünleri, markaları seçin; örneğin kask firmalarına yönelin.
Ne kadar karamsar yazsam da pes etmemek gerekiyor. Bulacağınız bir sponsor, diğer markaların size bakışını değiştirecek, sizi daha ciddiye almalarını sağlayacaktır. Sponsor arayışı sizin yolculuğunuzun büyüsünü bozmasın yeter ki.
Bizden şimdilik bu kadar. ? Daha fazlası için YouTube kanalımıza bekleriz.